Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Şairlerin şiirinde sözün gücünü arttırmak amacıyla başvurduğu özel söyleyişlere söz sanatı denir.
Başlıca şunlardır:
1- Teşbih (Benzetme): Aralarında analma ilgisi olan iki varlıktan zayıf olanı güclüye yaklaştırma sanatıdır. Benzeyen, kendisine benzetilen, benzetme yönü ve benzetme edatı olmak üzere dört öğesi vardır. Her benzetmede bu dört öğe bulunmak zorunda değildir.
gibi ⇒ benzetme edatı
Örn: Gözüne bil mil çekilmiş âmâ gibi evler.
Kendisine Benzetilen benzeyen
vatanın ⇒ benzeyen
Bugün senin cennet gibi güzel vatanın var.
kendisine benzetme
benzetilen yönü
NOT!!!
Benzetme sanatında yalnız benzeyen ve kendisine benzetilen kullanılıyorsa buna güzel benzetme (teşbihi beliğ) denir.
Örn:
2- İstiare (iğretileme): Benzetme sanatının iki temel ögesinden (benzeyen, kendisine benzetilen) birini kullanıp öbürünü kullanmama sanatıdır.
a) Açık İstiare: Benziyenin söylenmediği kendisine benzetilenin söylendiği istiarelerdir.
gibi⇒benzetme edatı
Örn: Benim sevgilim fidan gibi güzeldir.
benzeyen kendisine benzetme yönü
benzetilen
b) Kapalı İstiare: Benzeyen söylenir. Kendisine benzetilen yoktur.
Örn: "Şarkılar seni sordu "
benzeyen
"Martılar ağlandı çöplüklerde"
benzeyen
c) Temsili İstiare: Eserin bütünü göz önüne alınarak yapılan istiaredir.
Örn: Yahya Kemalin
Sezsiz Gemi şiiri bir gemi seyahati gibi görünsede gerçekte ölümdür anlatılan.
NOT!!!: İnsana özgü niteliklerin insan dışındaki varlıklara aktarılmasına kişileştirme (teşhis) bunların insan gibi konuşturulmasına konuşturma (intak) denir.
NOT!!!: Her kişileştirme sanatı aynı zamanda bir kapalı istiaredir.Ama her kapalı istiare kişileştirme değildir.
3- Mecazi Mürsel (ad aktarması): Benzetme amacı olmadan bir sözün başka bir söz yerine kullanılmasına denir. bu kullanımda değişik amlan ilgileri vardır.
Örn: Arkadaşlarım camı açtı.(Parça-bütün ilişkisi)
açılan cam değil penceredir
cam pencerenin parçasıdır.
4- Tenasup (uygunluk): Anlamca birbirini çağrıştırabilecek en az iki sözcüğün dizelerde bir arada kullanılmasıdır.
Örn: Dersler, öğrenciler, sınıflar
İnsan hayattan başka ne umar?
5- Tecahüli Arif (bilmezden gelme): Şairin söz inceliği yaratmak amacıyla bildiği bir şeyi bilmezden gelmesine denir.
Örn: Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Şair saçlarının beyazladığının farkındadır. Bunu bilmiyormuş gibi davranmıştır.
6- Kinaye(değinmece): İkşi anlama gelebilecek bir sözün mecaz anlamını amaclayarak kullanmaktır.
Örn: Onun yüzü hiç kızarmaz.
gerçek anlam yüzünün pembe, kırmızı renk alması. Mecaz anlam utanma duygusundan yoksun.
7- Tariz(iğneleme): Birini küçük düşürmek amacıyla onun sahip olduğu özelliğin tam tersini söylemektir.
Örn: Çok cimri birine ne kadar cömertsin demek
Aptal bir insana zeka fışkırıyor demek.
8- Tevriye(ikş anlamlılık): Bir sözün iki anlama gelecek şekilde kullanılmasına denir.
Örn: Bu kafar letafet yalnız sende var.
Beyaz gerdanında birde ben gerek
1. Anlam: Bütün güzellikler sende mevcut bir de gerdanında ben olmalı
2. Anlam: Sen çok güzelsin seni öpen ben olmalıyım.
9- Leffü Neşr(sıralı açıklama): Şiirin dizelerinde önce söylenen bir kavramın sonra açıklanmasına denir.
Örn: Nedir bu savaş insanlarda barışa azim yok mu
Kan dökücü mızrağı atıp zeytin dalı tutmak yok mu?
1. Anlam: 1. dizede geçen savaş 2. dizede kan dökücü mızrak olarak açıklanmıştır. 1. dizedeki barış zeytin dalı olarak açıklanmıştır.
10- Tezat(zıtlık): Anlamca birbirinin karşıtı olan kavramların bir arada kullanılmasına denir.
Örn: Güleriz ağlanıcak halimize.
NOT!!!: Sözcükleirn olumsuz biçimi tezat oluşturmaz
Örn: Sen geldin
Ben gelmedim
11- Hüsni Talil (güzel neden bulma): Bir olayın veya durumun bilinen nedeniyle değil daha güzel bir gerekçeyle anlatılmasıdır.
Örn: Sen bahçeye girince gül kızardı utancından
Gül doğası gereeği kırmızıdır; fakat şair gülün kızıllığını sevgilisinin güzelliğine kıskanmaya bağlamıştır.
12- Telmih (anımsatma): Hrekesçe bilinen bir olayı şiirlerde hatırlatma sanatıdır.
Örn: Senin yolunda çöllere düştüm
Çöllere düşmek Leyla ile Mecnun hikayesini anımsattığı için telmih sanatı yapılmıştır.
Örn: İhanet gördü bu gözler kardeşelrim attı kör kuyulara bedenimi.
Hazreti Yusuf'un kardeşleri tarafından kuyuya atılması olayı'nın açıklanmasıdır. Bu yüzden telmih sanatı yapılmıştır.
13- İstifham (soru sorma):Sözün anlamını güçlendirmek için onu yanıt gerektirmeyen bir biçimde kullanmaktır.
Örn: Kim bu cennet vatanı uğruna olmaz ki feda?
Herkes bu cennet vatanın uğruna kendini feda eder.
14- Aliterasyon: Şiiri oluşturan dizelerde bir ünsüz (sezsiz) harfin çok fazla tekrarlanmasıdır.
Örn: Akıyordu su
Gösterip aynasında söğüt ağaçlarını
Salkım söğütler yıkıyordu suda saçlarını
"S" ünsüzü ile aliterasyon yapılmıştır.
15- Asonans: Bir ünlü harfin şiirde çok fazla tekrarlanmasıdır.
Örn: "Anlattı uzun uzun şehrin uğultusundan usanmış ruhumuzu"
"U" ünlüsüyle anonans yapılmıştır.
16- Seçi: Düz yazıyı oluşturan cümlelerde uyaklı söyleyişler yapmaktır.
Örn: Bakarsan bağ olur; bakamzsan dağ olur.
Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır.
17- Terdit: Beklenmezlik sanatıdır. Şair normla giden bir şiiri hiç beklemedik bir dizeyle bitirir.
Örn: Dişin mi ağrıyor? Örn: Ölüyorum tanrım
Çek kurtul Bu da oldu işte
Başın mı ağrıyor?
Bir çeyreğe iki aspirin. Her ölüm erken ölümdür
Verem misin? Biliyorum tanrım.
Üzülme onun da çâresi var,
Ölür gidersin (Sabri Soran) Ama, ayrıca aldığın şu hayat
Fena değildir...
Üstü kalsın...
18- Akrostiş: Şiiri oluşturan dizelerin ilk harfleriyle anlamlı sözcükler oluşturmaktır. Edebiyatımızda en çok tanınan şiirimiz Sezai Karakoç'un Mona Rosa şiiridir.
Tarih: 2020-03-26 17:19:38 Kategori: Edebiyat
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Söz Ve Anlam Sanatları Nedir
Başlıca şunlardır:
1- Teşbih (Benzetme): Aralarında analma ilgisi olan iki varlıktan zayıf olanı güclüye yaklaştırma sanatıdır. Benzeyen, kendisine benzetilen, benzetme yönü ve benzetme edatı olmak üzere dört öğesi vardır. Her benzetmede bu dört öğe bulunmak zorunda değildir.
gibi ⇒ benzetme edatı
Örn: Gözüne bil mil çekilmiş âmâ gibi evler.
Kendisine Benzetilen benzeyen
vatanın ⇒ benzeyen
Bugün senin cennet gibi güzel vatanın var.
kendisine benzetme
benzetilen yönü
NOT!!!
Benzetme sanatında yalnız benzeyen ve kendisine benzetilen kullanılıyorsa buna güzel benzetme (teşbihi beliğ) denir.
Örn:
- cennet vatan
- zeytin göz
- elma yanak
- taş kalp
- kırık kalp
2- İstiare (iğretileme): Benzetme sanatının iki temel ögesinden (benzeyen, kendisine benzetilen) birini kullanıp öbürünü kullanmama sanatıdır.
a) Açık İstiare: Benziyenin söylenmediği kendisine benzetilenin söylendiği istiarelerdir.
gibi⇒benzetme edatı
Örn: Benim sevgilim fidan gibi güzeldir.
benzeyen kendisine benzetme yönü
benzetilen
b) Kapalı İstiare: Benzeyen söylenir. Kendisine benzetilen yoktur.
Örn: "Şarkılar seni sordu "
benzeyen
"Martılar ağlandı çöplüklerde"
benzeyen
c) Temsili İstiare: Eserin bütünü göz önüne alınarak yapılan istiaredir.
Örn: Yahya Kemalin
Sezsiz Gemi şiiri bir gemi seyahati gibi görünsede gerçekte ölümdür anlatılan.
NOT!!!: İnsana özgü niteliklerin insan dışındaki varlıklara aktarılmasına kişileştirme (teşhis) bunların insan gibi konuşturulmasına konuşturma (intak) denir.
NOT!!!: Her kişileştirme sanatı aynı zamanda bir kapalı istiaredir.Ama her kapalı istiare kişileştirme değildir.
3- Mecazi Mürsel (ad aktarması): Benzetme amacı olmadan bir sözün başka bir söz yerine kullanılmasına denir. bu kullanımda değişik amlan ilgileri vardır.
Örn: Arkadaşlarım camı açtı.(Parça-bütün ilişkisi)
açılan cam değil penceredir
cam pencerenin parçasıdır.
4- Tenasup (uygunluk): Anlamca birbirini çağrıştırabilecek en az iki sözcüğün dizelerde bir arada kullanılmasıdır.
Örn: Dersler, öğrenciler, sınıflar
İnsan hayattan başka ne umar?
5- Tecahüli Arif (bilmezden gelme): Şairin söz inceliği yaratmak amacıyla bildiği bir şeyi bilmezden gelmesine denir.
Örn: Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Şair saçlarının beyazladığının farkındadır. Bunu bilmiyormuş gibi davranmıştır.
6- Kinaye(değinmece): İkşi anlama gelebilecek bir sözün mecaz anlamını amaclayarak kullanmaktır.
Örn: Onun yüzü hiç kızarmaz.
gerçek anlam yüzünün pembe, kırmızı renk alması. Mecaz anlam utanma duygusundan yoksun.
7- Tariz(iğneleme): Birini küçük düşürmek amacıyla onun sahip olduğu özelliğin tam tersini söylemektir.
Örn: Çok cimri birine ne kadar cömertsin demek
Aptal bir insana zeka fışkırıyor demek.
8- Tevriye(ikş anlamlılık): Bir sözün iki anlama gelecek şekilde kullanılmasına denir.
Örn: Bu kafar letafet yalnız sende var.
Beyaz gerdanında birde ben gerek
1. Anlam: Bütün güzellikler sende mevcut bir de gerdanında ben olmalı
2. Anlam: Sen çok güzelsin seni öpen ben olmalıyım.
9- Leffü Neşr(sıralı açıklama): Şiirin dizelerinde önce söylenen bir kavramın sonra açıklanmasına denir.
Örn: Nedir bu savaş insanlarda barışa azim yok mu
Kan dökücü mızrağı atıp zeytin dalı tutmak yok mu?
1. Anlam: 1. dizede geçen savaş 2. dizede kan dökücü mızrak olarak açıklanmıştır. 1. dizedeki barış zeytin dalı olarak açıklanmıştır.
10- Tezat(zıtlık): Anlamca birbirinin karşıtı olan kavramların bir arada kullanılmasına denir.
Örn: Güleriz ağlanıcak halimize.
NOT!!!: Sözcükleirn olumsuz biçimi tezat oluşturmaz
Örn: Sen geldin
Ben gelmedim
11- Hüsni Talil (güzel neden bulma): Bir olayın veya durumun bilinen nedeniyle değil daha güzel bir gerekçeyle anlatılmasıdır.
Örn: Sen bahçeye girince gül kızardı utancından
Gül doğası gereeği kırmızıdır; fakat şair gülün kızıllığını sevgilisinin güzelliğine kıskanmaya bağlamıştır.
12- Telmih (anımsatma): Hrekesçe bilinen bir olayı şiirlerde hatırlatma sanatıdır.
Örn: Senin yolunda çöllere düştüm
Çöllere düşmek Leyla ile Mecnun hikayesini anımsattığı için telmih sanatı yapılmıştır.
Örn: İhanet gördü bu gözler kardeşelrim attı kör kuyulara bedenimi.
Hazreti Yusuf'un kardeşleri tarafından kuyuya atılması olayı'nın açıklanmasıdır. Bu yüzden telmih sanatı yapılmıştır.
13- İstifham (soru sorma):Sözün anlamını güçlendirmek için onu yanıt gerektirmeyen bir biçimde kullanmaktır.
Örn: Kim bu cennet vatanı uğruna olmaz ki feda?
Herkes bu cennet vatanın uğruna kendini feda eder.
14- Aliterasyon: Şiiri oluşturan dizelerde bir ünsüz (sezsiz) harfin çok fazla tekrarlanmasıdır.
Örn: Akıyordu su
Gösterip aynasında söğüt ağaçlarını
Salkım söğütler yıkıyordu suda saçlarını
"S" ünsüzü ile aliterasyon yapılmıştır.
15- Asonans: Bir ünlü harfin şiirde çok fazla tekrarlanmasıdır.
Örn: "Anlattı uzun uzun şehrin uğultusundan usanmış ruhumuzu"
"U" ünlüsüyle anonans yapılmıştır.
16- Seçi: Düz yazıyı oluşturan cümlelerde uyaklı söyleyişler yapmaktır.
Örn: Bakarsan bağ olur; bakamzsan dağ olur.
Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır.
17- Terdit: Beklenmezlik sanatıdır. Şair normla giden bir şiiri hiç beklemedik bir dizeyle bitirir.
Örn: Dişin mi ağrıyor? Örn: Ölüyorum tanrım
Çek kurtul Bu da oldu işte
Başın mı ağrıyor?
Bir çeyreğe iki aspirin. Her ölüm erken ölümdür
Verem misin? Biliyorum tanrım.
Üzülme onun da çâresi var,
Ölür gidersin (Sabri Soran) Ama, ayrıca aldığın şu hayat
Fena değildir...
Üstü kalsın...
18- Akrostiş: Şiiri oluşturan dizelerin ilk harfleriyle anlamlı sözcükler oluşturmaktır. Edebiyatımızda en çok tanınan şiirimiz Sezai Karakoç'un Mona Rosa şiiridir.
Tarih: 2020-03-26 17:19:38 Kategori: Edebiyat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx